Mimarlık eğitiminin temeli görmeyi öğrenmeye dayalıdır. Eğitim boyunca edinilen bilgiler çevreyi farklı pencerelerden farklı gözlüklerle bambaşka şekilde görmemizi sağlar. Bu kez mimari yapılara edebiyatta yazınsal metinlerin çözümlenmesinde okunup anlamlandırılmasında bir araç olarak kullanılan "metinlerarasılık"ın penceresinden baktık. Bu çalışma mimari yapıların da bir metin olduğu savından hareketle metinsel birer temsil olarak kabul gören mimari yapıları yeniden okuma/ anlamlandırma üzerinedir. Çalışmaya önce mimarlık disiplini ile ilişkilendirebildiğimiz metinlerarası yöntemlerin karşılıklarını yorumlamayla başladık. Bu yorumlar bize yepyeni bir pencere açtı. Ardından yeni gözlüklerimizi takarak tarihi yapıları gezdik. Bu yeni pencere ve yeni gözlüklerimiz restore edilen tarihi yapılarda bambaşka ilişkileri deşifre etmemizi . cümlelerimizin sayısı arttı. Çok ilginç ve bir o kadar keyifli bir serüvendi. Bu serüvenin bir diğer keyifli yanı aynı gözlüğü takmış olsa dahi herkesin bambaşka şeyler görebilme potansiyelinin olmasıydı.