İlgili denemeleri yazarken mümkün olduğunca farklı tarihsel noktalara değindim. Bunun yanında günümüzün sorunlarını aktarmaya çalıştım. Bu doğrultuda hem ülkemizin hem dünyanın içinden çıkamadığı kimi bunalımlara dikkat çektim. Aslında tüm yazıların içeriği birçok yönden benzeşmektedir. Hepsi okunduğu takdirde bu rahatlıkla anlaşılabilecektir.
Zamanın başlamasıyla beraber her canlı gibi insan da bir büyük mücadelenin içine girmiştir. Fakat bir süre sonra her şey daha karmaşık hale gelmiş ve ortak iyilik için gerekli temel değerler unutulmaya yüz tutmuştur. İşte bu yazıların ana dayanağı bu gerçeklikten beslenmekte ve bu çarpıklığı kıyasıya eleştirmektedir. Söz konusu gidiş iyiye doğru değildir. O halde bunu değiştirmek gerekir. Bu denemeleri oluştururken ülkemizin karşı karşıya kaldığı tehlikelerin özüne dokunmaya gayret ettim. Küresel ölçekli gelişmeleri anlatan yazılar ise dünyada yalnız olmadığımızı hatırlatmaktadır. Şu kesindir ki düşünce tarzımızı sorgulamamız pek lüzumludur. Türkiye'yi ve dünyayı birbiriyle sürekli etkileşim içerisinde olan varlıklar biçiminde düşünürsek o vakit isabetli ve yararlı bir genel kanıya varmak daha olası olacaktır.
Umuyorum ki yazdığım denemeler bir nebze de olsa zihinleri açacak ve çözüm yollarını bize gösterecektir. Ulusumuzun ve insanlığın esenliğe kavuşması için belli ortak paydalarda uzlaşmak ise bir ön koşul niteliğindedir. Peki bunlar neden iyilik sevgi ve paylaşım olmasın? Tarih boyunca hiç denenmemiş böylesi bir insancıl bakış açısı belki de tek kurtuluşumuz olacaktır.