Bu çalışmada Türkiye Selçuklu Devleti'nde ve Beylikler Döne-minde idareci-medrese münasebetleri incelenmiştir. Türklerin İs-lamiyet'i kabulü Türk ve Dünya Siyasî Tarihi açısından önemli bir dönüm noktasıdır. Hem düşünce hayatında hem de siyasal ekonomik ve toplumsal yapıdaki zihinsel değişmelerin yaşanmasında İslami-yet'in önemli bir etkiye sahip olduğu aşikârdır. Bu zihinsel değişmenin özünde ise din-töre-devlet üçlemesinin Batı'da var olanın aksine "İs-lam saltanatı" çatısı altında kaynaştığı ortadadır. Bu çalışmanın amacı da tarihsel realitelere kaynaklık ederek günümüze ulaşan bilgi belge ve eserler ışığında İslam'ın Türk devlet geleneği üzerine etkisi Türki-ye Selçuklu Devleti'nde idarecilerinin medreselerle münasebetleri ve bu bağlamda bilim ve eğitimin devlet politikalarındaki yeri ve önemi gibi problemleri değerlendirmektir. Bu incelemede Türkiye Selçuklu Devleti'nin Büyük Selçuklu veziri Nizmülmülk'ün siyasî ve eğitim algısıyla temellerini attığı medresel-erin mirasçısı olduğu görülmüştür. Devleti'nin siyasî yapılanmasını inşa eden söylemlerin ise İslamiyet Sünnî akideler ve Orta Asya Türk Devlet geleneğinin temel karakterleri çerçevesinde şekillendiği ve bu söylemlerin devletin bekasına ve istikbaline hizmet eden hakikat-ler olduğu tespit edilmiştir. İdeolojinin ve devletin hakikat yaratma amaçlarında idarecilerle medreseler arasındaki ilişkinin devletin bekasını ve geleceğini tesis etmede büyük bir etkiye sahip olduğu görülmüştür. Aynı zamanda devletin eğitim kurumları olan medre-selerde ilmî ve felsefî bakış tarzının da tamamen İslam dini ile çeliş-meden oluşturulduğu anlaşılmıştır.Bu bağlamda güçlü bir devlet için eğitimin ve bilimin desteklenmesinin ne derece önem arz ettiği Türkiye Selçuklu Devleti örneğin-den hareketle ortaya konulmaya çalışılmıştır.