Ertesi gün sınıfa toplanmışheyecanla yeni hocanın gelmesini beklerken dersin başlama saati girdiği anda kapı sert bir şekilde açıldı ve içeri Kore dramalarında aktörlere benzeyen bir civan girdi.Tüm sınıf ağzımız açık şaşkınlık içinde beklerken"Merhaba gençler ! Ben yeni öğretmeninizShin Yongg" dedi.On erkek ve beş kızdan oluşan sınıfta hala çıt çıkmıyordu.Hepimizin dili tutulmuşkarşımızdaki yakışıklı yüzü izlemenin keyfini çıkarıyorduk.Yaniben öyle yapıyordum.
"Bayan Kim çok özür dilerim ama izin alıp kursa ara verdiğiniz için çok mutluyum.Eğer siz gitmeseydinizben cennetten gelen bu güzelliği nasıl keşfedebilirdim.?"
"Merhaba orada kimse varmı acaba ?" diyeuzaklardan yankılanan bir sesle kendime geldim.
"Haa? Kim" diye cevap vermeye çalıırkenheyecandan çeneme dayadığım kolum masanın kenarından düşünce aynı anda sınıfta bir gülme krizi koptu.Şu an muhtemelen hocanın gözünde daha ilk tanışmada tescilli şapşal konumuna oturdum.İçimden kendime söverkenBay Shin Yong"Evet cevap bekliyorum agaşi?" diye soruncaiyice heyecanlandım çünkü ne sorduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu.
"Affedersinizsoruyu tekrar edermisiniz?" der demez sınıfta yine bir kahkaka koptu."Allah'ım delireceğim.Konuştukça batıyorum.Yalvarırımyer yarılsın dibine gireyim ya da buharlaşıp uçayım buradan."
"Sadece adınızı sordum?Çok mu zor bir soru oldu acaba?" dedimüthiş bir ukalalıkla."Şule Irmak"diyebildim sonunda ancak fısıltıdan biraz daha yüksek sesle."Omo Arkadaşımız sonunda konuştu!Hep birlikte kendisini alkışlayalım!Belkiheyecanı biraz yatışır."deyince sınıfta bir alkış ve kahkaha tufanı daha koptu.Evetöğretmen tam istediğim gibi esprili biri çıkmışüstüne fazladan yakışıklıydı fakat korkunç olan şuydu ki herkesi güldürüp ilk günün gerginliğini atmak için seçilen sınıf şebeği ben olmuştum.