İnsan yeryüzünü yönetmesi yanında ibadet etmesi için yaratılmıştır. Bu yetki ve görev yanında onun o birçok sıkıntı karşısında kendisini güçsüz hissetmesi ve bu sıkıntılarını aşabilmek için Allah'a sığınma ihtiyacı hissetmesi de fıtratına yerleştirilmiştir. Bu sebeple yaratılışında saklı olan ibadet ve dua şekilleri insanlık tarih boyunca var olagelmiştir. İlahî dinlerde namaz ibadeti kulun Allah'a şükrünü eda ve isteklerini sunduğu bir dua biçimidir. Hz. Peygamber'in hayatında namazın tedricî süreci dikkate alınmadan rivayetler tasnif edilmiştir. Bu durum Hz. Peygamber'in hayatında rivayetlerin hangi süreci ifade ettiğinin bilinmesini engellemiş buna bağlı olarak şârihlerin aynı rivayeti tarihi yanılgıları sebebiyle farklı yorumlamalarına ve hükmünde ihtilaf etmelerine sebep olmuştur. Namazın tedricî sürecini ifade eden rivayetlerin sıhhatinin tespiti kadar aynı muhtevalı ayetleri nüzul tarihi ve siyer kaynaklarının verdiği bilgilerle değerlendirmek gerekir. Bu yöntem Kur'an'ın tedricen değişen ve genişleyen muhtevası esnasında hadisleri bununla eş zamanlı okumak ve Hz. Peygamber'in sîretinde rivayetleri nereye oturtacağımız konusunda bize büyük oranda yardımcı olacaktır. Mekke çevresinde yaşayan ilahî dinlerde ve Mekkelilerin namaz uygulamaları yanında İslâm'da namazın menşeine dair görüşlere mukayeseli incelenmiştir. Mekke döneminde namazın ilk teşrî özellikle vakit ve rekât değişikliklerinde namazın elliden beşe indirilişi meselesi ele alınmıştır. İkinci bölümde Medine döneminde namazın rekât ve keyfiyet açısından tedricen değişimi kronolojik olarak rivayetlerin tasnif ve değerlendirmesi yapılmıştır.