Çocukluk arkadaşları olan polis müfettişi Çetin İkmen ve Adli Tıp'tan Dr. Arto Sarkisyan dinleri ve maddi emniyetindeki işbirlikleriyle dostluklarını da peşiktirmiş örnek bir ikiliydiler. Ta ki Topkapı Sarayı müzesi yakınlarındaki bir dairede yirmi yaşında bir delikanlı cesedi bulununcaya kadar.
Ancak olay da çok tuhaftır: Ölmüş delikanlının eve girip çıktığını asla kimse görmemiştir. Hatta bu dairenin tek ziyaretçisi Ermeni olduğu söylenen iyi giyimli yalnız bir adamdır. Ceset sürekli eroin aldığını gösteren iğne delikleriyle doludur. Dairenin pencereleri içerden kilitlenmiştir... Her şey genç delikanlının "yaldızlı bir kafes"te tutulduğunu göstermektedir.
Tarih ve şiddetle harmanlanmış bir şehrin sokaklarında nefes kesici bir yolculuk... Barbara Nadel olağanüstü ve trajik polisiyeyi Belşazzar'ın Kızı'nan sonra bu kez şehrin uyuşturucu kapılarından içeri giriyor yetenekli detektifi Çetin İkmen'le birlikte. Uyuşturucu Kafesi'nde Nadel İstanbul'un azınlık kültürel ve dinsel zenginlikleri arasında çok özel bir deliliğin psikolojini sunuyor...
Sayısı daha da çoğalacak "Çetin İkmen Polisiyeleri"nin ikincisi.
"İstanbul'un Donna Leon'u... İstanbul'un Michael Dibdin'i...
- Headline
"Barbara Nadel'in İstanbul polisiyesi kadar kışkırtıcı bir romana rastlamak bugünlerde çok zor."
- The Times-
Çocukluk arkadaşları olan polis müfettişi Çetin İkmen ve Adli