"Ne zaman cezaevi ile ilgili bir film seyretsem veyahut okuduğum bir kitapta cezaevinden bahseden ibareler varsa içim bir garip titrer kabuk bağlamış yaralarım kanar hatıralarım depreşir hafızamda... Birden tayyı-ı mekan eder ruhum hala zulüm altında inim inim inleyen Ülküdaşlarımın da diğer arkadaşlarımında yanına giderim!
Mübarek ramazan ayındayız. Ülkücü kardeşim bulunduğu hapishanenin bir hücresindedir şimdi. Solcu veya adli mahkum olsa koğuşta olurdu. Sağ siyasi mahküm sayılıyor ya... Bir hücreye attılar onu hem de can günvenliğini sağlamak amacıyla "iyilik" yaptıklarını söyleyerek... Niye derseniz; son çıkan şartlı salıverme kanunu ile bütün cezaevleri boşaltıldığı halde birden fazla idam cezası almış olan ülkücüler her idam cezası için ayrı ayrı on yıl yatacakları için serbest bırakılmadılar."