Nefsimize her türlü tesir onda mevcut olanın ortaya çıkışıdır... Allah Sevgilisi'nin arkasını da görmesi; Einstein'ın maddenin ışık olmasına nisbetle ışık hızını aşabilecek olsaydık bir eğri daire çizerek bir ânda aynı yerde olabileceğimizi dolayısiyle sırtımızı görebileceğimizi söylemesi bir misâl... Ruh ile nefste tecelli etmiş hâli ruh farkı helezonvari-sarmaşık-nurbat hâlinde ermişine "süre" ile ifâde edilen hareketle yalan içinde olan ve doğrudan ona bakan tarafımız benliğimizde bir birlik; nefsimiz kul olmakla Allah karşısında hep "doğrudan daha doğruya" bir eğridir... Bu eğride hem "yalan ve yalanda" semirge hem "yalanda doğruyu bulan ve doğruda yürüyen" hakiki tekâmül istidadımız örtülü veya açık olarak mevcut; kimin nasibi neyse...