Klasik Fars ve Türk edebiyatında değişik konuların işlenmesinde çok kullanılan bir nazım şekli olan mesnevi ile pek çok eser yazılmıştır. Bazı mesneviler okuyucıya bilgi vermek onu eğitmek için bazıları da okuyucunun kahramanlık duygularına hitap etmek amacıyla kaleme alınmıştır. Mahallî unsurların ağır bastığı toplum hayatından kesitler veren mesnevilerin yazıldığı da bilinmektedir. Bunların yanında okuyucunun edebî zevkine hitap eden ve sanat kaygısı ilk planda olan mesneviler de yazılmıştır. Bunların konusunu aşk ve macera oluşturur.
Konusu aşk olan mesneviler Fars ve Türk edebiyatında ortak olarak işlenerek klasik bir mesnevi konusu oluşturmaları yönüyle diğer mesneviler arasında ayrı bir yere sahiptir. Bunlardan biri de Şem' ü Pervâne Mesnevileri'dir. Şem' ü Pervâne'ler Fars ve Türk edebiyatında ortak işlenen türlerinden biridir. Bu türün konusu Pervâne'nin Şem'e Şem'in de Pervâne'ye duyduğu aşktır. Bu aşk genellikle beşerî özellikler göstermektedir. Bu mesnevilerde ideal ve ulvî bir aşkın nasıllığı dile getirilmiş temiz bir aşkın felsefesi/ifadesi ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Şem' ile Pervâne'nin aşkı üç aşamadan geçerek mesnevilerde işlenmiştir. Bu aşk ilk önce divanlarda gazel ve rübai başta olmak üzere çeşitli nazım şekilleri içerisindeki beyitlerde dillendirilmiştir. Bu aşkın ikinci aşaması daha çok mesnevi nazım şekliyle yazılan özgün eserler içerisinde Şem' ü Pervâne şiirleri olarak karşımıza çıkar. Pervâne'nin Şem'e olan aşkı ve Şem'inde bu aşka karşılık vermesinin üçüncü aşaması da mesnevilerde yer almıştır.
Bugüne kadar Farsça ve Türkçe yazılmış 7 Şem' ü Pervâne Mesnevisi tesbit edilmiştir. Bunlardan 3 tanesi Farsça 4 tanesi Türkçe'dir. Şem' ü Pervâne Mesnevisi ilk defa Anadolu sahasında Fehmî tarafından Farsça yazılmış ve II. Bâyezid'e sunulmuştur. Bu türün en güzel örneği Fars edebiyatında Ehlî-yi Şîrâzî tarafından kaleme alınmıştır. Farsça son Şem' ü Pervâne mesnevisi Niyâzî tarafından yazılmıştır.
Zâtî Lâm'î Çelebi Mu'îdî ve Feyzi Çelebi de Şem' ü Pervâne Mesnevisi yazan Türk şairleridir. Türk edebiyatında yazılan Şem' ü Pervâne'ler daha çok Ehlî'nin eseriyle uygunluk arz eder. Fakat Türk şairleri mesnevilerine kendi şahsiyetlerini vurma başarısını göstermişlerdir. Türk edebiyatında ilk Şem' ü Pervâne Mesnevisi Zâtî tarafından yazılmıştır. Zâtî'nin mesnevisinin Farsça ve Türkçe yazılan Şem' ü Pervâne Mesnevileri'yle isim benzerliği dışında ortak bir noktası yoktur. Zâtî mesvevisinde bütünüyle farklı bir aşkı anlatmıştır. Lâmi'î Çelebi de Şem' ile Pervâne'nin hikâyesini yazarken onu yeniden yorumlamış ona kendinden çok şey katma başarısını göstermiştir. Ortak işlenen bir konuya duygu ve düşüncelerini katarak Şem' ü Pervâne'ye adeta yeni bir hüviyet kazandırmış onu yeniden yazmış ve kendine mal etmiştir. Mu'îdî hem Niyâzî'nin hem de Lâm'î'nin gölgesinde eserini kaleme almıştır. Türk edebiyatında son mesnevi Feyzî Çelebi tarafından yazılmıştır. Feyzî'nin eseri Farsça ve Türkçe yazılan tek tasavvufi Şem' ü Pervâne Mesnevisi'dir.
Farsça ve Türkçe Şem' ü Pervâne Mesnevileri isimli bu çalışma üç bölümden oluşmuştur. Birinci bölümde şem' ve pervâne kelimeleri üzerinde durulmuş bu iki unsurun kaynağı ve ilk yorumlanışı ele alınmış şem' ve pervânenin yorumsal değişimi ve sembole dönüşümü işlenmiştir. Bunları divanlarda yer alan Şem' ü Pervâne şiirleri ve imgesi takip etmiştir. Bu bölümde son olarak "âşık" ve "maşuk" olarak Fars ve Türk şiirinde şem'in iki farklı yorumu Şem' ve Pervâne'nin hal diliyle konuşmaları ile özgün eserler içerisinde Şem' ü Pervâne şiirlerine yer verilmiştir.
İkinci bölümde Şem' ü Pervâne Mesnevileri yer almıştır. Önce Fars edebiyatında sonra da Türk edebiyatında yazılan 7 mesnevi ele alınmış adı geçen mesnevilerde anlatılan konu irdelenmiş bu mesnevilerde işlenen aşk üzerinde durulmuş ardından da Türkçe ve Farsça yazılan Şem' ü Pervâne Mesnevilerin sebeb-i te'lifleri ortaya konulmuş sonra da hem şekil hem de düzenleniş bakımından Farsça ve Türkçe Şem' ü Pervâne Mesnevileri karşılaştırılmıştır. Burada önce Farsça yazılanlar ele alınmış sonra da bunların kendi aralarında bir karşılaştırılması yapılmıştır. Daha sonra aynı usul ile Türkçe yazılan mesneviler incelenmiştir. Bölümün sonunda da Farsça ve Türkçe yazılan Şem' ü Pervâne Mesnevileri hem şekil hem de düzenleniş bakımından mukayese edilmiştir.
Üçüncü bölümde anlatmaya bağlı bir tür olarak Şem' ü Pervâne Mesnevileri'ne yer verilmiştir. Şem' ü Pervâneler kurmaca metin özellikleri taşıdığından dolayı bu bölümde mesnevilerin yapı unsurları ele alınmış ve Farsça ve Türkçe mesnevilerde olay örgüsü bakış açısı zaman mekân ve şahıs kadrosu/kişiler dünyası roman tekniğine göre incelenmiştir. Bu çalışma sonuç ve kaynakçayla da bitirilmiştir. Sonuçda bu çalışmada elde edilen bilgiler ortaya konulmuş ve bu bilgilerin ortaya konulmasında yararlanılan kitaplar da kaynakçada gösterilmiştir.