Bütün cihanı kendi esirlerine kötü muamele olunduğu velveleriyle dolduran İngiltere 28 Mayıs'ta bizi İstanbul'dan kaldırırken bizlerin kendi memleketimizde ne kabil adamlar olduğumuzu acaba hiç nazara almadı mı? Aldıysa biliyor muydu ki haksız yere harp esiri adettiği zevat ekseriyet itibariyle sadrazamlardan şeyhülislamlardan ve İngiltere'ye karşı muharebe ilan etmiş mütareke imza eylemiş vükeladan ve faaliyetle ve vatanperverlikle meşhur olan valilerden ve koca Osmanlı milletinin vekaletini haiz mebusundan ve tahayyüz ve temeyyüz etmiş muharrirlerden mürekkep bir heyet idi. Eğer biliyorduysa nasıl oluyordu ki bunları İngiliz harp esirleri içinde neferlerle karşı bile icrasını kabul edilemez addedeceği bir muamele ile vapura naklediyor ve vapur içinde bütün gün koyun sürüsü gibi bir parmaklık içinde hapsederek güneş altında ayakta bırakarak yemekten içmekten mahrum ve memnu bir halde tutuyor ve aileler içinde yakınlarının vapura naklolunduğunu haber alanlardan imdat ve ianeye gelenleri vapura çıkmaya deil onlar kayıkta biz vapurda karşıdan karşıya görüşmek istediğimizde İngiliz askeri neferlerin ailelerimize tevcih ettikleri silahları tehdidiatıyla arzularımıza mukabele ettiriyordu.