"Havadaki isyan kokusu elle tutulur hâldeydi. Birkaç aydır fısıltılarla başlayan emareler kargaşaya doğru gidiyordu. Cebecilerin üç maaş alacaklarını isterken nedense taleplerini yükseltip birdenbire on maaş diye bağırmalarında bir bit yeniği vardı. Uzun zamandır zafere hasret moralsiz asker sanki yükseklerdeki hesaplaşmaya alet ediliyordu. Yine de askerin isyanı Osmanlı tahtının en korkulur belâlarından olduğundan olayın büyümemesi için istenilen para bu gibi zamanların kurtarıcısı defterdarlar tarafından bulunup buluşturulmuş ödenmiş asker susturulmuştu ya edepsiz cebecileri hizaya getirmek yerine şımartan zabitlerinin ibret-i âlem için cezalandırılmamalarını anlayamamıştı. Bu dört yüz yıllık nizamın tehlikeye atılması huzursuzların sokağa dökülmelerinin cesaretlendirilmesi demekti."
Servet Taşdelen gerilimi giderek artan yeni romanı; 'İsyan Yılları'nda aynı zamanda bir isyan tarihi olarak da okunabilecek Osmanlı Tarihi'nden sarsıcı bir kesit sunuyor. Hikâyesinde Sultan İkinci Mustafa döneminin çalkantılarına entrikalarına çıkar ilişkilerine odaklanan yazar sakin üslubu ve ustalıkla kurduğu çok karakterli anlatımıyla tarihi romanlar tekdüzedir algısına ters düşen bir işi başarıyor.
'İsyan Yılları' gizli konuşmalarla fısıltılarla kalplerdeki gölgeli tarafların yavaş yavaş açığa çıkmasıyla tutuşan bir isyanın giderek büyüyüp önüne geçilemez bir yangın haline gelmesinin kaydını tutuyor ve okuru geçmişin fotoğrafları arasında unutulmaz bir yolculuğa çıkarıyor.