Dostoyevski: "Hayatımızda en yüce en güçlü ve faydalı dayanağımız ana baba evinden kalma hatıralarımızdır" diyor. Bugüne değin 13 kitap yazdım çoğu araştırma türü ama bu türlerin içinde en çok öykü yazmayı sevdim. Öykülerimde kendimi buldum yazmanın tadına öykülerde ulaşabildim. Ne zaman bir öykü düşünsem öykü kurgulayıp yazsam kendimle barışık olurum. Öykü yazarlığı bana insanlara dünyaya ve doğaya bir sanatçı gibi bakmamı öğretti.
Betimleme sözcüklerle resim yapmaktır deriz ya benim öykülerim de fotoğrafta kalanları dillendirmek yaşanmış olayları kurgulayarak genç kuşaklara aktarmaktır. Bu öyküleri okurken çoğunlukla Ege ve Aydın yöresindeki yaşanmışlıkları gelenek ve göreneklerimizin kokusunu da duyumsayacaksınız. Kupkuru bir kurgudan öte insanlarla konuşarak yaşadıklarımı tanıdıklarımı sorumluluk duyarak duygu ve düşünceleri içtenlikle yansıtmaya çalıştım. Ereğim gençlerin tarihi derinliklerle bağ kurmasını sağlamak hümanist düşüncelerle insan ve doğa sevgisini yaygınlaştırmak.
Nazilli'nin Meyhaneci Şahap'ından Gıdı Gıdı Treninden Alamutlu Rum kızının ölümsüz aşkından ve pek çok yaşanmış olaylarından izler bulacaksınız. Okurken bazen ağlayıp bazen de gülümseyerek benim yazarken yaşadığım duyguları ortak olacak tarihin derinliklerinden kopup gelen seslerle buluşacaksınız...