Popüler tatil beldelerinden birinde öğretmen emeklisi ailesinin yanında kabuğundan çıkmadan
yaşayan Aslı'nın sürpriz bir şekilde "gözde bekâr" Özgür'le evlenmesi ile başlar hikâye. Ya da
biz hikâyenin orada başladığı yanılgısına düşeriz başlangıçta. Benim Güzel Hikâyem salt modern
bir peri masalı yaşama hayaline kapılan Aslı'nın değil aynı zamanda bir nesil önce ırgatlıktan
hanımefendiliğe terfi eden Zehra'nın geçmişteki travmalarını kendi hakikatine dönüştüren
Özgür'ün içindeki iyi'yi yaşatmak uğruna yapayalnız kalmayı tercih eden Ozan'ın ve sevdiği
adamın ablasını tercih etmesine suskunluğuyla cevap veren güzeller güzeli Nazlı'nın da
hikâyesidir.
Her sayfada iyi ile kötünün başkalaştığı son satırına dek yapbozu tamamlamanın daha zorlayıcı
bir hal aldığı sürükleyici bir hikâyedir okuduğunuz. Yalıkavak'tan New York'a oradan
Miami'ye ve sonra Çukurova'nın bereketli topraklarına savrulurken kendinizi geçmişle bugün
arasında mekik dokuyan bir zaman makinesindeymiş gibi hissedeceksiniz.
Benim Güzel Hikâyem iyi ve kötüye dair inanışları şaibeli kılıyor. İnsan türünün zayıf olanı feda
etme eğilimini; evlilik aile içi şiddet ve istismar insan ticareti gibi olguları serimleyerek
sorgularken her şeye rağmen iyi kalmanın kıymetini ve anlamını seriyor algı eşiklerine...
"Amatör ruhun coşkusuyla ustaların izinden gitmek istiyorum" diyen yazarın kurgu gücünü
alkışlayacağınız etkileyici bir ilk romandır elinizde tuttuğunuz.