Derler ki diş ağrısına en iyi ilaç bir hikâyedir. Daha iyisi ise iyi bir hikâye anlatıcısıdır. Bundan daha iyisi ise iyi bir hikâyenin iyi bir hikâye anlatıcısıyla buluşmasıdır. İşte benim hikâyem de böyle başladı.
Şehrin surlarından içeriye sırtımda heybemle girdiğimde karşımda bekleyen kılıçlı askerler bana nerden gelip nereye gittiğimi sordular. Heybemin içinde ne olduğunu öğrenmek istediler. Sonradan vezir olduğunu öğrendiğim kişi
Heybeni aç diye kükredi!