"Birinin tüm gününü neden öğrenmek isteriz? Belki ünlü olduğu için belki de dikizleme dürtüsünden. Sıradan bir insanın günü önemsiz midir? Hiç değil... Hoş günce yazımında günü gününe not tutmak diye bir koşul yoktur. Genç yaşta ruhunda bedeninde beliren değişimle başa çıkamayan kimse sığınak olarak görür günceyi. Duygu boşalımına gereksinim duyan insan kimi zaman da şiir yazmak ister. Oysa iki tür için de yoğun duygular fazladır. Matematiği unutur sözü incelikle saf hale getiremezsiniz kaybolursunuz."
Günce mi deneme mi? Bir yazarın sancılı yazma sürecinin tanıklığı mı bir yapıtın ortaya çıkarken geçirdiği evreler mi? Bir düşünürün isyanı mı kavgası mı? Yaşlılığa doğru yol alırken iz bırakanların tarihe not düşülmesi mi?
Enver Aysever'in belleğine ruhuna vicdanına ve en önemlisi de yazma sürecine doğru çıkılan bir yolculuğun ikinci kitabı Elli Yaşa Buruk Günce '47'...