Mumford bu eserinde kadim zamanlardan beri -en azından Piramid Çağı'ndan bu yana- insan zihnini kuşatan bir efsaneden bir mitten bahsetmektedir. Bu kitapta Mumford'un esas olarak Batı uygarlığını "makine miti" ekseninde yeniden okuduğunu görürüz. Yazar uygarlığın başlıca entelektüel aktörlerinin bu efsanenin efsununa nasıl kapıldıklarını gösterir. Kimler yoktur ki bu akıntıda: İlk "modern" filozoflar (Descartes F. Bacon) ütopyacılar bilim-kurgucular (H.G. Wells J. Verne) bilim adamları Nobel sahipleri (Newton ve şakirtleri) imparatorlar (XIV. Louis Napolyon Bonaparte) diktatörler (Hitler Stalin) ve uluslar (İngilizler Fransızlar Amerikalılar).
Mumford sunduğu zengin metaforlar kurduğu anlamlı kıyaslamalar ve dikkat çektiği muhtemel tehlikelerle bizleri dürtmeye çalışmakta. "Makine"nin ve ona eşlik eden diğer etmenlerin -güç hız kitle üretim otomasyon mekanizasyon endüstrileşme prefabrikasyon militarizm mutlakıyetçilik teknokrasi- üzerimizdeki büyüsünü bozma niyetinde. Kısacası "Makinadaki Hayalet"i kovmak isteyen bir yazar Mumford.