Tüm özgürlük sorularının temelinde bunların nasıl güvence altına alınacağı ve sürdürüleceği sorusu yatmaktadır. Yürütme ve yasama organlarının bir bütün olarak topluma karşı sorumluluklarını yerine getirerek mi? Genel cevap budur ve özgürlük teorisi ile genel oy hakkı ve halk egemenliği doktrini arasındaki bağlantı hatlarından birini gösterir. Ancak bu cevap durumun tüm olasılıklarını karşılamamaktadır. Bir bütün olarak halk hakları konusunda dikkatsiz ve onları yönetmekten aciz olabilir. Başkalarını fethetmeye zenginleri mülksüzleştirmeye ya da herhangi bir kolektif zorbalık ya da ahmaklık biçimine odaklanmış olabilirler.
Genel özgürlük ve toplumsal ilerleme açısından bakıldığında sınırlı bir imtiyazın daha geniş bir imtiyazdan daha iyi sonuçlar vermesi mümkündür. İngiltere'de bile 1884 yılında oy hakkının genişletilmesinin birkaç yıl boyunca özgürlüğün çeşitli yönlerdeki gelişimini durdurma eğiliminde olduğu savunulabilir bir görüştür. Halk egemenliği ilkesi hangi teoriye dayanır ve hangi sınırlar içinde geçerlidir? Özgürlük ve eşitlik genel ilkelerin birer parçası mıdır yoksa başka fikirler de var mıdır? Bunlar incelememiz gereken sorular arasındadır.