Feminizm kadınların erkekler gibi her alanda varlık göstermeleri gerektiği yaklaşımının sonucu olarak kavramsallaşan ve zamanla fikirsel dinamikleri belirginleşen bir harekettir. Kadınların meşru taleplerde bulunmaları ve bu doğrultuda birtakım kazanımlar elde etmeleri onların konumlarında kısmi bir iyileşmeye ve toplumda gözlemlenen bir rahatlamaya yol açar. En başta cinsiyet üzerinden bir çatışma ortamının önüne geçilmiş olur. Şüphesiz ki hem kadın hem de toplum açısından meydana gelen olumlu düzenlemelerde feminist yaklaşımların önemli bir katkısı vardır. Kadın haklarının 'tepeden inme' bir yaklaşımla ortaya konulması kadınlara dönük cinsiyetçi rol dağılımının bir sonucudur. Rolü dağıtan egemen erkek bu nedenle ayrıcalıklı bir konumdadır. Bu yüzden de kadınların iradesi dışında onlar adına yapılacak her düzenleme eksik kalacaktır. Feminist yaklaşımlar da bu eksiklikleri toplumda gidermeye yönelik bir işlev yüklenir. Feminizm egemen erkeğin rol dağılımını reddeder. Kendi önceliklerini ortaya koyar ve kadınların da erkekler gibi birincil konumda olduğunu belirtir. Kadınların her alanda güçlenmesi erkeklerle eşit düzeyde imkânlara ve haklara sahip olması gerektiğinin mücadelesini sistemli bir şekilde verir.