Bu kitapta Platon ve Sokrates'le tanımlanan "çifte cehalet"in yeniden ortaya çıkışı incelenmektedir.x
"Yeni olan cehaletin bugün aldığı bilinmeyen daha korkunç biçimlerdir. Yeni olan teknik süreçler nedeniyle etkisini artıran yanılsamalarla dolu soyutlayıcı kafadır. Yeni olan kültürün evrenselleştirilmiş özyıkımıdır ki bunun doğal sonucu şiddettir. Çünkü logos/şiddet alternatifi kaçınılmazdır. Ya kültürün ya şiddetin yolu bundan başka yol yoktur. Logos eksik olduğu ölçüde şiddet artar."
Nasıl bir şiddet? Cehaletin derin kuyusunda ya da otoritenin sunduğu ideolojinin eşsiz yüceliklerinin yarattığı ve pek tabii canımızı acıtmayan öğrenmemizi engelleyen bizi gerileten ama travmalarını hissedemediğimiz bir şiddet. Şiddetin bağrında yani "Modern şehirde kamu yaşamının büyük bölümü John Berger'in 'kayıtsızlığın tiyatrosu' olarak adlandırdığı gösteriyi sunar. Bu kentte çoğumuz uyku halinde ve bu dünyanın gerçeliklerinden kopuk bizlere sunulan/yüklenen soyut nesnelerin rüyalarıyla yaşarız. Sözcüklerin ve şeylerin bedenlerin ve ruhların doğanın ve kültürün yaygın metalaştırılması -bu çağımızın temel özelliğidir- şiddeti yeni ideolojik düzenin merkezine yerleştirir. Aslında şiddet başlı başına politik olan düşünme kapasitesi ve süreçlerinin önüne" iktidarın politikası ya da nihilizmi olarak dikilir.