Kayı Oğulları daha Osman Bey'den başlayarak arka arkaya gürbüz dimağlar meydana getirmişlerdir. Kanuni'ye kadar devam eden bu deha zincirinde Fatih Sultan Mehmed'in ayrı bir yeri vardır. O bu zincirde ayrı bir halka ve belki de zirve olmuştur. Dehanın belirgin vasıflarından en birincisi erken olgunlaşmasıdır. Altı yaşında Amasya sancak beyliğine sekiz yaşında Manisa sancak beyliğine gönderilişi belki Osmanlı idari geleneğinden kaynaklanan bir durumdu. Fakat onun bu çocukluk görevleri onu istikbalin büyük sorumluluklarına yetiştiren birer okul olmuştur. On sekiz yaşına geldiği zaman altı dil bilmesi devrinin mühendislik kültürüne vakıf ve aynı zamanda otoriter bir devlet adamı olması resim ve edebiyat sahalarında Batının ilhamına ve Doğunun aşk ve hülyasına mirasçı olan bir kalbin çarpıntılarını duyuşu onu dehaya hazırlayan sebeplerin başlıcalarıdır.
Hemen her yıl ordularının başında olarak yaptığı seferlerle Osmanlı ülkesini en az bir misli genişletmiştir. Şüphesiz taşıdığı Fatih sıfatı yalnız İstanbul'u almasından dolayı değil bütün zaferlerinin bir ifadesidir.
Bu kitapta Fatih Sultan Mehmed Han'ın yalnızca askeri kişiliğine değinilmeyip onun çağı çağ kapayan deha ve gayretini Türk Rönesansını gerçekleştiren aydın kişiliğini ve onu diğer cihangirlerden ayıran sırları okuyacaksınız.