İşte II. Dünya Savaşı'nın sonunda muzaffer(!) Sovyet orduları Kırım'a giriyor... 18 Mayıs 1944'te sadece aydınlar değil en küçük ferdine kadar bütün KIrım Türkleri evlerinden toplanıyor; hayvanlara mahsus vagonlarda sürgün mahallerine doğru yola çıkarılıyor.. Köklerinden sökülen bir ağaç gibi Kırım'dan binlerce kilometre uzaklıkta Urallardan Sibirya'nın buzlu tundralarına Türkistan'ın çöllerine yokolmaya terkediliyor...
Kırım'daki Rus yöneticileri parasıyla da olsa ev ya da arsa sattırmıyor; vatan dönüşü iskana ve çalışmaya getirilen kısıtlamalarla engellenmeye çalışıyor... S.V.R. yine tüm gücüyle provokasyonlar yapıyor... C.I.A. Kırım'da Türklük bilincinin yerleşmemesi doğrultusunda yönlendirmeye dayalı pasif politika izlerken; Birlik Kırımlı aydınlar için tarihi bir sorumluluk Tıpkı "Antlı Kurban" Çelebi Cihan'ın dediği gibi:
"Kırım'ı kana boğabilirler. Fakat bütün bunlar Kırımlıların istiklal imanlarını yıkmaya değil kuvvetlendirmeye yaracaktır. Tarihi ergeç yazacağı şey: Müstakil ve Mesut Kırım'dır."
Ama önce inanmak gerek...