Ölüm aşina bir yüz. Nurgül Ulu'nun hikayelerine neredeyse dostça bir ölüm duygusu hakim. Ama sevilen birinin ya da sevilmeyen birinin ölümünden çok ölümün ölme olayının kendisi söz konusu. Bir amaç sanki ya da randevu verilmiş bir ahbap. Mesele randevuya gidilip gidilmeyeceğinde değil de nasıl gidileceğinde. Eğer günümüzün maddiyatçı dünyasının varlık nedenlerinden birinin ölüm fikrini inkar arzusu olduğu doğruysa Nurgül Ulu o maddiyatçı dünyanın bir parçası değil demektir. Çünkü lümü inkar gibi bir kaygısı yok hem de hiç.