İbretle okuyacaksınız:
- Pür demokrasi aşkıyla (!) bezirganlar ile havarilerin "Hoşgörü abidesi" olarak lanse ettiği Fethullah Gülen'in ve onun izinden gittiği üstadı Said-i Nursi'nin ve Nurculuğun gerçek yüzü...
- "Hoşgörü abidesi"nin Hizbullah'a olan övgüleri kanla abdest almayı yüceltmesi Şeriat ve Hilafet sistemine olan özlem ve sevgisi idealleri Işık orduları demokrasi devrimler ve Cumhuriyet'e karşı olan hasmane görüşleri...
- Fethullah Gülen'in ardından gittiği Said-i Nursi'nin gerçek kimliği ile Said-i Kürdi olarak anıldığı yegane amacının Şeriatçı ve Kürtçü bir devlet kurmak olduğu ve bu uğurdaki çabaları...
Elinizi şakağınıza dayayarak uzun uzun düşüneceksiniz:
- Said-i Nursi'ye ve Fethullah Gülen'e övgüler düzmede birbirleri ile yarışan Süleyman Demirel Bülent Ecevit Mesut Yılmaz Hüsamettin Cindoruk...
Oysa bundan 90 küsür yıl önce Mustafa Kemal Atatürk "Türkiye Cumhuriyeti şeyhler dervişler müritler mensuplar memleketi olamaz." demişti.