Bir gün Tokyo etrafında dolaşmakta idim ahbaptan biri tesadüf ederek "Şu köyde bir Türk var geçen de sizinle görüşmeyi arzu ediyordu" dedi. 'Türk' kelimesini işittiğim gibi hemen bende bir memnuniyet hasıl oldu ki; tarif edemem aylarca Müslüman görmemiştim. 'Nerede acaba?' diyerek adresini öğrendim. Hemen aramaya gittim. Tarif olduğu gibi buldum; Nippori isimli köyde Mikazki Kak ("Güneş ile Hilal" manasını ifade eder.)- (adlı) eve geldim genç bir Japon kızı karşıladı. Dedim ki:
Burada bir Türk varmış?!
Hayır Türk yoktur Arab var.
Huve zevci (o benim eşim) diyerek Arapça ilave edince ziyadesiyle taaccüp ettim: Japon kızı Arapça konuşur eşi de Arap olur; (inanılır gibi değil)!..
"Eşiniz nerededir?" diye sordum.
Buyurunuz şimdi gelir.
Derken bir odadan ihtiyarca bir Japon kadın çıktı:
Selamun aleyküm faddalü (buyurun) demesi ile ben de ayakkabılarımı çıkardım içeri girdim. Duvarda bir fotoğraf; Mısır kahire subaylarından olduğunu görüyorum.
Kızcağız Haza zevci (Bu benim eşim) dedi Hayret!..