Bir yetişkine serüven gibi gelmeyen sıradan olaylar bir çocuğa unutulmayacak anlar yaşatabilir. Hele de meslek seçimi çalıştığı işyerinde devrim niteliğinde bir buluşa tanıklık ve paydaşlık edecek bir başlangıç ise.
Hayat bize dünyalar eşliğinde sunulmaktadır ve bir değirmende de iki farklı dünya mevcuttur: Biri değirmenin içinde diğeri dışında. İçeride ilk bakışta salt üretimin sorunları ve işleyişi ile ilgileniyormuş gibi görünen ama aslında yaşanılanı dert edinen ve bununla tavlanıp gelişen işçilerin ve ustabaşların dünyası. Dışarıda bunlarla ilgilenmeyen ama değirmenin bir parçası olan avludakiler. Bu iki dünyada konuşulan konular sorunlar kaygılar bambaşkadır.
Hayatın bir gence değirmenin mekanik estetiğinde öğütülmesi yoluyla olgunluk kazandırdığı değirmenin çarkını döndüren su berraklığında akıp giden yalın bir dille kaleme alınmış bir arayış öyküsü Avludakiler.
İyi bir değirmenin unu kadar ince elenmiş bir Orhan Aydın anlatısı...