"Anlatılan ne kadar doğru ne kadar güzel olursa olsun can kulağıyla dinlenmesi için anlatıcının elinin de sesinin de yüreğinin de titremesi gerekir. Evet Ahmet Ümit'in Çıplak Ayaklıydı Gece adlı kitabındaki öykülerinde elinin sesinin yüreğinin titrediğini duyumsadım."
"Gece: Karanlık. Yanlızlık. Yönlerin boyutların kaybolduğu zaman. Hatta zamanın bile anlamını yitirdiği boşluk. Bir tek şafak ümidi Ahmet'i karamsarlıktan koparıyor. Bölüyor gecesini sisleri aralıyor ve ayakları çıplak taşların toprakların üzerinde canı yana yana doğacak günü arayan kahramanlarıyla birlikte bizim de bu soğuk evrende heyecanlı bir yolculuk yapmamızı sağlıyor."