Hüseyin Rahmi'nin Mürebbiye romanı evdeki çocuklara Fransızca öğretmesi için konağa getirilen fettan ve haf ifmeşrep Matmazel Anjel'in etrafında gelişiyor.
Yavaş yavaş evdeki tüm erkekleri baştan çıkaran Anjel'in ismi gibi melek yüzlü olmadığı anlaşılır. Konak sakinlerinin yaşadığı trajikomik durumları acı ve ibret verici bir dille anlatan roman ülkemizin yaşadığı modernleşme macerasının bir bakıma hangi evrelerden geçerek yol almaya çalıştığını da gösterir. Modernleşmeyi Dehri Efendi gibi anlayıp bütün benliğiyle "mürebbiye"lere teslim olan ve gülünç durumlara düşen birçok insan vardır. Bu insanlar hem yaşayış hem de düşünce itibariyle ne tam manasıyla Doğulu ne de tam olarak Batılı olabilmiştir.
Ağlamak gülmenin bir şekli demektir. Zaten fizyoloji açısından ağlamakla gülmenin bazı durumlarda farkı yok gibidir. İkisi de sinir zayıflığından ileri gelir... Eğer ağlamakla ahlakın düzelmesi mümkün olsaydı dünyada çocuklardan akıllı uslu kimse bulunmazdı.