Bir selamı çok görmemeliydik karşımızdakine ya da en azından boş çevirmemeliydik verilen bir selamı
selama selam demek günaydına günaydın demek zor değildi hiç de;
başı hafifçe öne eğmenin bile bir selam olduğunu bilmeliydik
bilmeliydik selamın insanları birbirine bağlayan görünmez bir güç olduğunu huzur verdiğini...
"Şuraya bak" dedi ve bir taşı gösterdi. Ardından bir sicimde daha önceden belirttiği bir fonksiyon üzerinde değişiklik yaparak taşı bir bitkiye dönüştürdü. Ardından ölü bir tavşan gösterdi. "Bak" dedi "bu sicimin uzay-zaman yapısını kontrol eden fonksiyonunda bir değişim yapacağım." Ve birden tavşanın canlanarak hoplayıp zıplamaya başladığını gördüm..
Dünya geleceğinin rastgele seçimlere ve çoğunluğun arzularına bırakılmadığı bir dünya gördüm. Dünya sadece bize ait değildi. Bu dünyada gelecek tüm nesillerin de hakkı vardı. Ya toplum bir gün vahşiliği adam öldürmeyi ve doğa katliamını haklı bulacak bir çoğunluğa ulaşırsa ne olacak? İnsanlık yine de yanlış tanımlanan demokrasiye rağmen çoğunluğun arzularına göre mi yönetilecek yoksa doğru olanı yine de yapmaya devam mı edecek?