21.yüzyılda bilgi toplumunu oluşturan tüketiciler iş ve gündelik yaşamda sıkça karşılaştıkları kurumsal sosyal sorumluluk kavramına yüklenmek istenen hayırseverlik anlayışının dışına uzun süredir çıkmışlardır. Artık kavram kurumların ekonomik sosyal politik kültürel ya da çevreye karşı sorumlulukları olarak değil bizzat kurum politikası olarak yürütülmesi gereken zorunlu bir davranış biçimidir. Kurumsal sosyal sorumluluğu kimi devlet kimi şirket kimi de sivil toplum kuruluşlarının bir görevi olarak düşünse de günümüzde bütün kurumlar sosyal ve toplumsal duyarlılık göstermek zorundadır. Adil ve şeffaf hareket etmenin yanı sıra çevresel stratejileri ve küresel alanda bu stratejilerle rekabet etmeleri kurumlara yüklenen yeni bir sorumluluktur. Küreselleşme sürecinde dönüşüme uğrayan toplum yapısı kurumları sosyal sorumluluk çalışmalarına doğru itmekte ve karlılık ya da itibar gibi unsurları etkilemektedir. Artık sürdürülebilirlik için öncelikli şart olarak kabul gören kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetleri kamuoyunun takibindedir. Bunun yanında kurumsal sosyal konuları çevresel konuların muhasebe ile ilişkisini yaratan konuların başında gelmektedir. Günümüzde şeffaflık hesap verebilirlik konularını öne çıkaran kurumsal sosyal sorumluluk muhasebenin raporlama fonksiyonunu doğrudan ilgilendirmesi dolayısıyla yakın ilişki içerisinde bulunmaktadır. Bu bağlamda oluşturulan bu kitap içerisinde yer alan bölümlerde öncelikle kurumsal sosyal sorumluluk kavramı detaylı bir şekilde anlatılmakta ve kavram muhasebe ile ilişkilendirilerek akabinde bu konuda yapılan araştırma yer almaktadır. Yapılan araştırma muhasebe eğitimi alan öğrencilerin kurumsal sosyal sorumluluk konusundaki algılarını ölçmeye yönelik olarak hazırlanmıştır. Bu bağlamda demografik özellikler yanında ilgili konudaki yargılardan oluşmaktadır. Uzun bir süre harcanan mesai sonunda oluşan bu kitabın salt akademik okuyucuyu değil alana ilgisi olan bütün paydaşlara ve disiplinler arası çalışmalara yararlı olması temenni edilmektedir.