Beş gündür hep uzak ve karmaşık olan bir aşk'a daha da uzak düştüm. Uzaklık çaresizliktir. Bazen hangisinin daha trajik olduğunu bilemezsiniz: Mesafelerin koyduğu uzaklık mı? Sözlerin duyguların içinde saklı olan mı? Şimdi mesafelerin koyduğu uzaklığın çaresizliğini yaşıyorum. İstemeden söylediğim bir yalanın kurbanı oldum. İlk kez kendi isteğimle ondan uzağa düştüm. Ama yine çaresizim. Yapabileceğim tek şey var bildiğim üç telefon numarasını da aralıksız olarak çeviriyorum. O buğulu sesi duyuncaya dek daha kim bilir kaç kez elim telefonun soğuk tuşlarına gidecek. Bu bir yakınma değil; tam tersi bu eylem düşünmenin sevmenin hissetmenin hazzını ve hüznünü bir arada yaşatıyor bana...
Şair kimliği ile tanıdığımız Hasan Öztoprak'ın ilk romanı İmkânsız Aşk. Yaşanmışla yaşanmamışın kurmacayla gerçeğin hüzünle öfkenin iç içe geçtiği sisli ve bulanık bir düşler dünyasının derinlerinde kaybolan kırık bir aşk hikayesi...Çoğu ilk romanda olduğu gibi İmkânsız Aşk'a da yazarın kimliği damgasını vuruyor. Hasan Öztoprak imkânsız hatta hastalıklı bir aşkın peşinde koşan S.'nin öyküsünü son derece duygusal şiirsel bir dille anlatıyor.