İntihar var olan tüm toplumlar için giderek ciddi bir halk sağlığı sorunu halini almaktadır. Dünya Sağlık Örgütü hemen her toplumda ilk on ölüm arasında intihar vakalarının olduğunu ifade etmiştir. Bu oran 15-35 yaş aralığında ilk üç ölüm nedeni sıralamasına çıkmaktadır. İntihar sonucunda yaşanan kayıplar hem bireysel hem de toplumsal kayıplar olarak değerlendirilmelidir. İntiharın sebep olduğu kayıpların başında bireyin yakınları için sevdikleri birinin kaybı yer almaktadır. Sevdiği birinin intihar yoluyla kaybı kişinin üzerinde daha derin bir kedere sebep olmaktadır. Bu durum yaşadığımız toplumda da farklı değildir. Kendini yetiştirmiş ve değerli birçok insan kendini öldürmeyi düşünecek düzeye gelmekte hatta bu girişimde bulunacak kadar mutsuzluk ve çaresizlik hissetmektedir. Medya da karşılaştığımız intihar vakaları buz dağının yalnızca görünen kısmını oluşturmakta görmediğimiz kısımlarda ise daha da derinleşmektedir. Ülkemizde intihar konusunu bilimsel olarak değerlendirip ele alan kaynak sayısı oldukça azdır. Konunun önemi ve alandaki eksikliğin fark edilmesi sebebiyle bu kitap ortaya çıkmıştır. Kitabın iki temel amacı vardır. Birincisi içerik olarak hala belli başlı bilgi eksikliklerine sahip olduğumuz intihar konusunu daha anlaşılır kılmak ikincisi klinik ve sosyal uygulamalardaki yaklaşımları incelemektedir. İkinci kısım tedavi kurumlarında çalışan meslek gruplarına yönelik klinik uygulamalarda kullanabilecekleri yöntem ve ilkeleri içermektedir.