OHAL literatürü bizlere hukukun askıya alınmasını yöntemlerini kime karşı nasıl durumlarda ilan edildiğini kısacası rasyonalitesini anlatır. Dolayısıyla söz konusu ülke Türkiye ise örneğin Olağanüstü Hal ilan edebilecek makam ne kadar sürebileceği hangi bölgeyi kapsadığı usulü konusu Anayasa'da belirlenmiştir. Olağanüstü hal ilân kararının amacı olağanüstü hal ilânına yol açan sebepler yüzünden bozulmuş olan kamu düzeninin "yeniden" sağlanmasıdır. Burada "yeniden" kelimesini önemsiyorum. Zira "sebebe bağlı bir işlem" olan OHAL bu sebeplerin bertarafını OHAL öncesi ülke düzenini sağlamayı vaat eder.
Ancak ilk defa bir olağanüstü hal devleti iktidarı kamu düzenini korumak için değil dönüştürmek için kullanıldı. Dolayısıyla içinden geçtiğimiz bu süreçte hukukun değil onun dayandığı mantığın askıya alındığını görüyoruz. Devlet ve toplumun dinamiklerini düzenleyen modern aklın bozulduğu bu çağda iktidarın yarattığı bu istisnai duruma karşı karşı bir istisnai durum yaratmamız gerekiyor. Adalet arayışındaki araçlarımızdan biri olan hukuk içinden gelen argümanlarımız bildiğimiz anlamlı dediğimiz bütün önemli kavramların içi boşaltılmış durumda.
Hukukun insan hakları ihlali aracı olduğu ve adalete erişimin imkansızlaştırılmasıyla çalışan bu yeni hukuk sisteminin LGBTİ'ler için ne ifade ettiğini tartışmaya açmak istedik bu sayıda. Mücadele için anlamlı bulduğumuz her kavramın günbegün tarumar edilişine tanıklık ederken yeni insan hakları ihlali tipolojisini masaya yatırdığımız bu sayıda hukukçu siyaset bilimci sosyolog ve aktivistler eşlik etti Kaos'a.