Hayatını çevresindeki doğal güzellikleri görerek ve o güzelliklerin yanı başına insanın emek güzelliğini koyarak geçiren insana ne mutlu.
Okuduğunuz bu satırları yazarken böyle bir mutluluğun vücudumun tüm dokularını tatlı dalgalar yayarak gezindiğini hissediyorum. Bunu hissetmemin nedeni Uzunköprü'nün doğal ve insan güzelliklerinin gören gözü seven yüreği anlayan beyni konuşan dili savunan inadı Nazmi METİN adıyla yaşıyor olmamdır.
1978 yılında Cumhuriyet gazetesi muhabiri olarak başladığım...
1989 yılında kurduğum Ses Gazetesiyle yerele taşıdığım...
2004 yılında Adalet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni olarak emeklilik sürecine ulaştığım...
2006 yılı haziranında tekrar yayımlamaya başladığım ilk göz ağrım Ses Gazetesiyle belirli bir olgunluğa taşıdığım gazetecilik yaşamımda gösterdiğim en yoğun çaba yaşadığım yerin doğal ve tarihsel güzelliklerini gelecek adına savunmak olmuştur.
Bu süre içinde haber yaptığım ulusal gazeteler haber ve yorum yazdığım yerel gazeteler o çabanın yazılı ürünleriyle doludur.
1993- 1995 yılları arasında ilk kuruluşunu gerçekleştirdiğimiz ve Genel Yayın Yönetmeni olarak görev yaptığım Kanal 22 televizyonu da o değerleri savunmanın en güçlü mevzisiydi.
Tarihi köprü ile ilgili yaptığım haber ve yorum yoğunluğu bazen okurları bıktıracak ölçülere varmıştır. Diğer gazetelerin bazıları bu yoğunluğu "yazacak konu bulamıyor!" diyerek eleştirmeyi yeğlemişlerdir. Oysa benim yaptığım gazetecinin haberini takip ederek sonuca ulaşma sorumluluğunu yerine getirmekti.
Bugün tarihi köprü konusu çözüm sürecine girmişse bunda o çabanın payı büyüktür. O günlerde beni "yazmakla!" eleştiren gazeteler konunun çözümü ortaya çıktığından beri- elbet başarıya ortak olmak için- köprü haberi tutkunu olmuşlardır...