Aşka ve hayallere inanır mısınız?
Yoksa akıl doğrultusunda ve mantık filtresinde mi ilerlersiniz?
Zeynep aşka inanıyordu. Ama bir gün hayallerine gölge düştüğünde istemeden yol ayrımına geldi.
Araf'taydı...
Ne yazık ki bir tercih yapmak zorundaydı. Hedefine öyle odaklandı ki; işlediği hataları fark edemeyip günü birinde beyaz zehirle tanıştı. Bu arkadaşlık her gün biraz daha dipe itip hayatını zindana döndürdüğü sırada gemisi Komiser Engin'in limanına vurdu. Onca şeyden sonra istediği sadece huzuru bulmaktı ama ortada bir sorun vardı: Genç adam da kendi gibi yaralıydı.
Iki güçlü insan biri kaçan diğeri kaçanı kovalayan.
Hayat savaşında bitkin düşen ruhları yaslanmak için aynı durakta fasıla verdiğinde ne olacak?
En önemlisi inat ve gurur aşka ne kadar direnebilecek?