Vakit geçmeden uzaklardan koro halinde sesler gelmeye başlamıştı. Derenin o güzel türküsü sönük kalıyordu.Hayvanlarımız tedirgin olmaya başlamıştı.Tuhaf tuhaf seslerdi.Ne sesi olduğu belirsizdi.Gardımızı tabiatımızhayvanlarımız ile beraber almıştık.
Arkadaşımın babası :Sakin olun onlar çakal uluması.çakal sürüsü geliyor.Hava sisli diye gündüz çıkmışlar.Onlar bizim kokumuzu almışlardır.Bizlere yaklaşamazlar.Kaçar giderler.Ama hayvanlarımızı nasıl sakinleştirecekdik.Tedirgin olmuşlardı.Derken sesleri gittikçe kayboluyor. Ormanın derinliklerinde kayboluyordu.Derenin destansı şiirleri hepimizi coşturmuştu.Gerçi suların coşkusu dağları inletmeye başlamıştı.Hangi ses karşı koyabilirdi. Hele Üzerimizde bizleri ısıtan kırpkırmızı Güneşimiz varken.Hele hele dağlardan Allah Allah nidasıyla gelen ezan sesi karşısında hangi çakal durabilecekti?