"Uçarı bir yaşam" insanı olmaya kalkışan katıksız bir düşün insanının bu ikilemin gelgitleriyle oradan oraya savrulan yalnız bir ruhun Bozkırkurdu'nun hikâyesi.
Hesse kentin ışıklarına ve kültürel hazlarına kapılırken bir yandan da vahşi içgüdülerinin peşinden gitmeyi arzulayan "yarı-ehlileştirilmiş" Harry Haller başkarakteri ile Weimar Cumhuriyeti döneminde bireyin parçalanma hikâyesini anlatabilecek ana metaforu bulup çıkarmış; BOZKIRKURDU zamanının ötesinde modern insanın trajik açmazlarını dile getiren kült bir romana dönüşmüştür.
Aydın geçinenlerin bildikleriyle büyüklenenlerin bilmediklerini küçümseyenlerin bunu yaparken bilinçli ya da bilinçsiz yaşamı kaçıranların "maktul" yerine "fail" konumuna geçtiği unutulmaz bir anlatı.
BOZKIRKURDU'nun deneysel cesaret anlamında ULYSSES'ten aşağı kalmayan bir eser olduğunu söylemeye gerek var mı? BOZKIRKURDU okumanın ne demek olduğunu uzun zamandır ilk kez hatırlattı bana.
Thomas Mann
Kitaplarını büyük bir şaşkınlıkla ve daima merakla okudum. Bu Hermann Hesse sadece Amerikalılara ait bir romantik düşünce değil aksine kesinlikle akıllı doğrulanabilir büyük bir yazardır.
Peter Handke