"Tanrıya inanıyor musun?" diye sordu bir gün Esra bana. Artık her günümüz birlikte geçiyordu. Beraber yürüyüşe çıkıyorduk her akşamüzeri. Aşka dair başlayan sırdaşlık ailevi konulardan sonra iç dünyamıza kadar uzanmıştı. Bambaşka bir tadı vardı hemcinsinle kurduğun yakınlığın. Bir yeni yaş hediyesi gibi girmişti hayatıma.
"Bence adına ne koyduğumuzun pek bir önemi yok. Ama bizi var eden bir güç olmalı değil mi?"
"Peki ya dine?"
"Annem inanırdı ama babam neyle huzur buluyorsam ona inanmamı söylemişti. Annemin ölümünden sonra dinle ilişkimi kaybettim. 'Tanrıyı dine sığdıramayız' demişti babam. Sanırım ben de sığdırmak istemiyorum."
"Öyleyse deistsin sen."
"O ne demek?"