Epictetus'un bir sözü var. "Bir insanın anavatanı çocukluğu dur." Mutlu bir çocukluk geçirmeyen hiç kimsenin mutlu olması mümkün değildir felsefesine dayanan bu cümle belki de bu satırları okuyan pek çok kişiyi geçmişe döndürüp bazı şeyleri sorgulamasına neden olacak. Benim çocukluğumun gülen yüzüydü Mor Mehmet! Benim deyişim ile Mor Dedem! Kendisine emanet edilen en küçük canlıya bile canı gibi değer veren önemseyen gözleri görmemeye başladığında bile çıkardığımız seslerden bizi tanıyan mutluluk gözyaşlarıyla bizi kucaklayan kuzularımın kuzusu diye bağrına basan son nefesine kadar namazını bırakmayan ve hatta cami de cemaatle birlikte kılmak için üstün gayret gösteren etrafındaki herkesi karşılıksız sevgiye boğan koca yürekli bir adam! Kendimi bilmeye başladığım dönemde hayatının sayfalarını aralayan dinledikçe hayranlığımı kat kat arttıran koca yürekli adam! Anadolu'nun bozkırından ve karasalından kopup Akdeniz'in makisine koşan koca yürekli bir adam! 1. Dünya Savaşı'nı yaşayan düşman işgalinin kasıp kavurucu etkileri arasında başlayan çocukluğu ne olduğunu bile anlamadan çocukluktan yetişkinliğe geçiş Kurtuluş Savaşı Mustafa Kemal'e duyulan büyük hayranlık onun bir sözü ile yepyeni bir coğrafyayla tanışma evlilik çoluk çocuk derken vaktinden çok erken tanışılan acılar kayıplar... Büyük kayıplar... İnsan düşününce nasıl dayanılır diye kendine sormadan edemiyor. Ama yaşayanı karşısında görünce anlıyor ne denli kıymetli olduğunu. Ve söylenebilecek tek bir kelime kalıyor geriye. Keşke... Ben hayattayken dinlemeye doyamadım O'nu. Şimdi sevgili Sabriye Cemboluk'un kaleminde ölümsüzleşiyor. Umarım sizde benim aldığım tadı alabilirsiniz. Yüreğine kalemine sağlık sevgili Sabriye Cemboluk.. Sevgilerimle... Gülden Aslı Değirmenci