Mısırlıların dini güneşe aya yıldızlara ve tabiatın basit unsurlarına bir külttü. Sonradan bu dine çobanlık ve çiftçilikte işe yarayan hayvanlara ait ibadetler karıştı; çiftçiler için en faydalı olan öküze sürüleri muhafaza eden köpeğe gergedanların ve farelerin düşmanı olan kediye tapmaya başladılar. En sonunda Lotus gibi meyvesi besleyici kurtarıcı bitkilere ibadet edilir oldu. Hurafeler Mısır'da Yunanistan'a geçti. Bu hurafeleri Fenikeli bir koloni getirdi. Yunanistan o zaman hemen hemen ıssız bir yerdi. Yunanistan'da yalnız fakir insanlar otururu. Bunlar şurada burada dağınık bir halde yaşarlardı. Bu küçük kavimler ağaçların kozalaklarını yaban bitkilerinin meyvelerini yerlerdi. Yunanlılar uçar insanlardı. Şaşılacak hikayelerden hoşlanırlardı. Onun için Fenikelilerin Mısır'dan getirdikleri inançları istekle kabul ettiler. Herodotos şöyle yazar: "...Bu yabancılar Yunanistan'a gelmeden önce Yunanlılar birçok ilahlara kurbanlar keserlerdi. Fakat bu ilâhların hiçbirine şu veya bu ismi vermezlerdi.
Çünkü Yunanlılar bu ilâhların adlarını bilmezlerdi. Onlar genel olarak ilâh der çıkarlardı. Çok sonradan ilahların isimleri Mısır'dan getirilince bu ilâhların isimlerini öğrendiler."