Kudüs'e gelmeden önce nasıl bir şehir nasıl bir atmosfer ile karşılaşacağınızı asla kestiremezsiniz. Muhayyileniz istediği kadar geniş olsun ilk defa göreceğiniz ve hakkında şöyle böyle bilgi sahibi olduğunuz bu şehrin sizi esir alabileceğini asla düşünemezsiniz. Bu şehir esir almak için size zincir vurmak mecburiyetinde değildir. Çünkü bu şehir buna gerek duymayacak kadar güçlü buna tevessül etmeyecek kadar kendinden emindir.
Şehir önce dağıyla taşıyla bunlara sinmiş olan tarihi dokusuyla ve kokusuyla sizi etkiliyor. Siz bu şehre kendinizi teslim ettikçe o sizi daha çok sarıp sarmalıyor ve içindeki tarihi hazineleri kimi acı kimi muhteşem pek muazzam anıları size bir bir anlatıyor hatırlatıyor. Siz de tarihte çıkmış olduğunuz bu yolculuk içerisinde şehri daha yakından tanıyıp anlıyor onun sessiz duran ama son derece yoğun ve anlam yüklü cümlelerle her bir taşı her bir ağacı hatta uçan kuşları bulutu ve seması ile konuşan bu şehrin dilini anlıyor onun anlattıklarından etkilenmenin önüne geçemiyorsunuz.