Aşk ne yapar bize? Bilincimize ve bilincimizin ötesine? Çok uzaklarda kalan o aşkın hâlâ bizi acıtabilmesinin sebebi nedir? O kişiyi gerçekten unutamıyor muyuz yoksa yaşamaktan kaçmak için mi bu düşünceye tutunuyoruz? Anıları paslanmaya terk etmek varken neden cilâlar zihnimiz?
Ya ölüm? O fersiz kelime nasıl da canlanıveriyor sevdiklerimizi alıp gittiğinde?
Beste'nin nefes alıp vermekten ziyade yaşayabilmesi için bu sorularla yüzleşmesi gerekiyor... Ömrünü ışığa görmeye duymaya adamış bir kadın kendini kendi şeytanları önünde çırılçıplak bırakmak zorunda... Çünkü hayat sadece en açık en samimi ve en elzem soruları cevaplamaya tenezzül eder.
Cevapları görebilmek içinse kendi karanlığımızdan başka ışığımız yoktur.