Seninle ilk tanıştığımızda bir mısra yerleştirmiştim o tatlı gülümsemene senden habersiz. Sen güldükçe yeşerecek filizlenecekti o mısra. Büyüyecek büyüyecek şiir olacaktı şiirler olacaktı. Yapraklarında senin her sıfatına sayısız tamlamalar olacaktı. Sonra beraber tutup çekecektik o mısraları o şiirleri o tamlamaları gülüşünden. Yeşerdi filizlendi o gülüşüne ektiğim mısra.
Sen... Hala yoksun.
Gel demiyorum ama bir başkasına gülerken solar bu şiirler.
Bırak hayalini kurduğum o küçük mutluluk benim olsun.
Sen gelme bana şiirlerimi ver.