ÖLÜMÜYLE ATATÜRK'E EŞLİK EDEN ALMAN MİMAR
BRUNO TAUT
"Nerede bir yapı inşa ediyorsak orası artık bizim yurdumuzdur!"
Bu söz ünlü Alman Mimar Bruno Taut'a aittir.
Taut ünlü bir Alman mimardır. O'nun yaşam öyküsünün bir evresi genç Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün yaşam öyküsü ile kesişmiştir. Atatürk'le aynı zaman diliminde gözlerini dünyaya açmış yaşamının son iki yılını Atatürk Türkiyesi'nde geçirmiştir. O'nun yaşam öyküsünü Atatürk'ünkiyle birleştiren şey Atatürk'ün ölümünden sonra Ankara'daki törenler için O'nun katafalkını yapması bu uğraşısı sırasında hastalanması ve kısa bir süre sonra da yaşamını yitirmesidir. Büyük mimar Atatürk'e saygısının sonucu olarak hastalığını gözardı etmiş ve Büyük Önder'e görevini yapma isteğinin bir sonucu olarak sağlığını yitirmiştir. Bu özverisine karşılık olarak Bruno Taut'un na'şı İstanbul'da Edirnekapı mezarlığına defnedilmiştir. Bu zamana değin şehitlike defnedilmiş olan tek gayrimüslim kişi Bruno Taut'tur.
Üniversite eğitimim O'nun mimarlığını yaptığı Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi'nde geçti. Fakülte'nin Ankara'nın en seçkin yerinde göz kamaştıran görüntüsü çok kişi gibi beni de etkiledi. Kimi zaman yaptığım sıradan okumalar kimi zaman da özel bir merakla gerçekleştirdiğim araştırmalar bana bu kişinin Türkiye'de yeterince tanınmadığını gösterdi. Kaynaklar sınırlı belgeler kıttı. Bu çalışmanın başlangıcını yıllar önce Almanya'da Würzburg'ta yapılan uluslararası bir sempozyuma sunduğum bildiri oluşturdu. Bu sunu yerli ve yabancılar tarafından oldukça ilgi gördü. Bunun verdiği özgüvenle yeni okumalar yaptım. Yerli ve yabancı arşivlerde ve basılı literatürde Taut ile ilgili araştırmalar yaptım. Böylece gün gün gelişerek elinizdeki kitabın metni ortaya çıkmış oldu.
Bu çalışmanın tek bir amacı vardır; Bruno Taut'un kişisel portresini öz çizgileriyle ortaya çıkarmak; sonra da Türkiye'de yaptığı önemli işlere ilgileri çekmek.
Başarılı oldum mu?
Bilmiyorum. Okuyanlar karar verecek.
Bu çalışmanın gerçekleştirilmesinde gerek düşünceleri ve gerekse eylemli olarak çabalarıyla birçok insanın katkısı oldu onlara teşekkür etmem zorunlu... Başta öğrencim Araş. Gör. Mustafa Kırışman; Bremen'den Sayın Sevim Vreskala Kiel'den Sayın Halil Fehmi Dağ; yine Bremen ADD Başkanı Sayın Aydın Genca ve çalışma arkadaşlarının verdikleri öz güveni unutmam olanaksız... Her aşamasında dertlerimi dinleyen Dortmund'dan Sayın Hüseyin Ural ve Mustafa Kurt... Hele birisi daha var ki kesin olarak unutmam olanaksız; metnin düzeltmesinde katkısı olan son karıncalarımdan Tarih Bölümü öğrencim Sayın Şavgu Aydın... Ve Müllheim'den Sn. Nejla Püren Hanımefendi...
Her şey paylaşıldıkça güzeldir.
İzniniz olursa kitabımın vereceği azıcık bir onur varsa bu dostlarım ve öğrencilerimle paylaşmak istiyorum.
İyi okumalar efendim.
Prof. Dr. Kemal Arı