Yere düşen ilk kar tanesiydi usul usul yüreğime yağan
Sevişmelere kavuşurcasına beklenirken
memleket sevdasında hissedilenler
Çınar ağaçlarının beyaz saflığından sarkan
sabahların tek arzularıyım şimdi
Yağan ilk kar tanesinde anımsıyorum ismini
kendi sadeliğinde
Bütün mevsimlerin son şarkılarında
gizlenen masallar dururken aklımda
Yalnızlığa doymayan dağ çiçeklerinin koynunda yaşıyor
gecenin sıcaklığı
Tesadüflere alıştırılıyor aşklar
duvarlara yazılıp okunmayan şiirlerin endamında
Son sarılmalara dayanamayan ağlamaların vakitlerinde
yoksul bedenler terk ederken ölümün kıyılarını
Gülümseyen zamanlar içinde sayamadığımız faydasızlıklar
kenetleniyor kendi dinginliğinde
Toprağın altında nefessiz kalan çimenlerin günahları
kararmış köklerin refakatliğinde yargılanırken
Ben ise unutulmayan ezgilerde öğreniyorum
dalların üzerinde kuruyan umutları
Küllerin arasında ihanete gebe kalmış
nice sözlerin anlamı bekli de tarifi olmayan
hücrelere atılmış ozanların gözlerinde saklıyken
Küçük göz bebeklerinde harmanlanıp çoğalan
hayal kırıklıkları
Dokunup da parçalanan buz parçaları oluyor adeta
zihinlerdeki yorgunluk
Kirpiklerimden süzülen sözlerin hepsini
dağarcığımda biriktiriyorum bıkıp usanmadan
Kendi içinde sır saklayan ve sırdaş olmak gibi
Yüreğimde hep taşıdığım beyaz sesinde ki isminde
anımsıyorum
Yere düşen ilk kar tanesini