XIX. Asrın son çeyreğinde Kuzey Kafkasya coğrafyasında hüküm süren cılız ve karmaşık siyasal zemin bir sonraki yüzyılda dünya tarihindeki kırılma ve yeni oluşumlara paralel şekilde güçlü arayışlara sahne olmuştur. Sömürgeciliğe karşı varlık koruma mücadelesi veren Kuzey Kafkasya Çarlık Rusyasının Birinci Dünya Savaşı sırasında çöküşü ile birlikte yol ayırımına gelmiş; 1917'de toplanan Terekkale ve Andi Kurultaylarında yeni bir geleceğe yolalışın rotasını çizmiştir. Farklı düşünce sistematiklerine sahip olmakla birlikte ülkenin henüz filizlenen intelijansiyası Hazar ve Karadeniz arasında ortak geçmişten geç alan ve müşterek bir geleceğe yürüme iradesini ortaya koyan "Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti"nin kuruluşunu gerçekleştirmiştir. Modern çağın "ulus-devlet" formuna bütün yönleriyle karşılık veren "Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti" gerçekte yüksek siyasal bilincin yansıması olarak da dikkat çekicidir. Her tarihi olayda olması gerektiği gibi Kuzey Kafkasya'nın "bağımsızlık" ve "devletleşme" süreci de tartışılırken bunların kendine özgü politik ekonomik tarihsel ve kültürel atmosferde oluştuğu hatırlanmalıdır. Aksi taktirde dönem koşulları gözardı edilerek geçmişe dönecek her bakışın hatalı neticelere varması kaçınılmaz hale gelecektir.