Fahr-i Kâinat Efendimiz bir taraftan insanlara Allah'a iman ve İslâm dinini tebliğ ederken diğer taraftan Türk Milletini tanıtmaya çalışmış ve Cenâb-ı Hakk'ın; "Kırmızı çehreli Türkleri kendine güç kuvvet vermek üzere bir ensar olarak gönderdiğini" söylemiştir.
Şimdi asıl mesele; Müslüman Türk Milletinin; Kuran ve Hadis aynasında görünen o muhteşem şahsiyetinin tamamen inkâr edildiği milli hassasiyet damarlarımızın uçlarının dağlandığı "Müslüman Türk Milleti" diye hitap etmenin ve Türk kelimesini anmanın bile neredeyse medeni bir cesaret haline geldiği İstiklal Marşımızın bir kısım soyu bozuk cinsi bozuk kanı bozuk satılmışlar tarafından münakaşa konusu edildiği böylesine bedbaht bir durumda bizim ne yapacağımızdır.
Bu bakımdan biz bütün gücümüzle bir kere daha haykırıyor ve diyoruz ki; bugün yapılacak tek bir şey vardır; o da Fahr-i Kâinatın yaptığını yapmaktır. Müslüman Türk milleti ve çilekeş Anadolu insanının imdadına koşmak Müslüman Arabı Kürdü Çerkezi ve Lazıyla kim olursa olsun Müslüman Türk Milleti Onun tarihi misyonuna sahip çıkmak Onun etrafında kenetlenmek bu cümleden olmak üzere Hz. Peygamber'in Hadislerinde Türkler kitabını yeni bir iman gürlüğü ile okumak Anadoluda bir Hz. Peygamber'in Hadislerinde Türkler seferberliğini başlatmak Türk milletini yeniden ayağa kaldırmak ve Onu; Türk ve İslâm dünyasının yeni bir ümidi haline getirmektir.