Lozan Barış Konferansı'nın açılış töreni için program belli olmuştu. Ev sahibi İsviçre Devlet Başkanı Haab bir "Hoş geldiniz" konuşması yapacak; konferansa katılan tüm delegeler adına da İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Curzon teşekkür edecekti.
İsmet İnönü "Ben de konuşacağım" dedi. İnönü'ye "Böyle bir gelenek yok" dediler. İnönü ısrarla "Ben de diplomatik olarak teşekkür edeceğim" dedi. İnönü'yü ikna etmek için Fransa Başbakanı Poincare dil döktü.
Törenin başladığı gün önce İsviçre Devlet Başkanı Haab ardından da Lord Curzon konuştu. Herkes törenin son bulacağını düşünürken İnönü yerinden kalkıp kürsüye yürüdü. Cebinden notlarını çıkardı ve konuşmasını okumaya başladı. Lozan'a barış arzusuyla geldiğini Türklerin çok haksızlık gördüğünü işgale uğradıklarını açıkça belirtti. Barış düşüncesinin bütün konferansa egemen olması ve adaletli bir barış yapılması dileğiyle sözünü tamamladı yerine geçti oturdu.
"Amatör diplomat" dedikleri İnönü bu yurtsever ve ustaca tavrıyla Türkiye'nin konferansa katılan tüm devletlerle eşit olduğunu göstermiş oldu. Lozan başarısı da işte bu hareketle başlayan 8 aylık "diplomasi savaşı"nın ardından geldi.