Geçmişi yüzünden hapsolduğu karanlıktan yine geçmişten gelen bir ışıkla kurtulabilir miydi insan?
Acımasızlığı ile tanınan bir adamın merhametine kalmış yalnız ve narin bir genç kızdı Büşra. Hayatta
kimsesi yoktu. Yıllar önce talihsiz bir trafik kazasında kaybetmişti ailesini. Yıllar sonra ise peşinde
birileri olduğunu öğrendi. Korkuyordu belki ama başının çaresine bakmaya da kararlıydı. Birdenbire
hayatına giren Mert'ten mi yoksa ona hissettiği çekime kapılmaktan mı daha çok korkması gerektiğini
bilemez oldu.
Mert sırlarla doluydu. Ona göre geleceği de geçmişi gibi karanlıktı. Ta ki gözleri karanlığına ışık tutan
bir çift mavi gözün esiri olana dek... O gözlerin sahibini güzeller güzeli Büşra'yı korumaya karar
vermişken önündeki en büyük engel belki de Büşra'nın ta kendisi olacaktı.
Büyük sırlar geçmişten gelen düşmanlar minik bir kutu ve küçük bir anahtar...
Aşk bazen acıtırdı bazen de ilaç olurdu yaralara.