Hindu ve İslam dinleri uygarlık ve hayat tarzları bakımından bin yıla yakın bir süre beraber bulunmuşlar karşılıklı itim ve çekim süreçlerini yaşamışlardır. Ne var ki ne itim ne de çekim süreçleri birçok tez ve antitezden müteşekkil sonsuz bir model içinde örgülü halde bulunan hikayeyi tam olarak anlatırken yazar eserinde kesin yargılar ortaya koymamaktadır.
İslam kültürünün Hindistan'daki gelişimi evrensel İslam kültürünün bölgesel bir formülasyonu olduğu kadar bütünüyle yabancı bir çevrede hayatta kalabilmek için verilen ısrarlı mücadeleler sonucu ortaya çıkan çatışmalara böyle bir ortamda yok olup gitme korkusuna ve ezici çoğunluğu gayrimüslim olan bu çevrede zaman zaman vermek zorunda kaldığı tavizlere bir tepki olarak görülmüştür.
Elinizdeki kitabın yazarı bu görüşten hareketle konuyu iki ana bölümde; ilkinde genel olarak İslam dünyasıyla ikincisinde Hindu Hindistan'la ilişkili olarak ele alınmıştır.