Türk edebiyatının önemli isimlerinden Ali Ekrem Bolayır'ın
hayatının hemen her kesitinde değişik kişilere yazdığı mektuplar gerek kendisinin kişisel/özel durumlarına gerekse kamusal bağlamdaki konumlarına ve düşüncelerine ilişkin pek çok değerli bilgiyi barındırmaktadır. Büyük ölçüde Namık Kemal'den tevarüs
ettiği mektup yazma düşkünlüğü kendisini bu türün en üretken isimlerinden biri kılmıştır. Şimdi elinizdeki kitapla birlikte Ali Ekrem Bolayır'ın mektuplarına 135 yeni metin daha ekleniyor.
Bu sayının onun mevcut mektup külliyatına çok büyük niceliksel katkıda bulunacağı bir gerçektir. Üstelik bu mektupların muhatabı Şaziye Berin Kurt Ali Ekrem'in Tair-i İlâhî adlı epik eseririn "perî-i ilhâm"ıdır.
16 Ocak 1917'den 17 Haziran 1937'ye kadar süren bu çok uzun ve çok özel yazışma Türk devleti ve milleti için tarihin en zorlu dönemlerinden biri içinde yer almanın yanında Ali Ekrem'in acı dolu ama aynı zamanda direnç ve azimle yaşamaya ayakta kalmaya çalıştığı yıllara ışık tutuyor. Başa gelen evlât ölümleri işsiz kalma geçinmek için birkaç ayrı yerde düşük ücretlerle öğretmenlik yapma gibi özel yaşamının meşakkatli yönlerini çok güçlü ifadelerle sarsıcı
cümlelerle aktarıyor. Aynı zamanda Ali Ekrem'in eğitimden yeni devlete hobilerinden edebiyat çevresine kadar geniş bir yelpazeye yayılan değişik konulardaki görüşlerini açığa çıkarıyor.